Maluma İlandır…
Serince sevdalar sulara yansır.
Gönül ki kardan ak, kışlamamız var
Yürek ki, sorgusuz taşıdığı sır
Ta ana rahminde başlamamız var
Dağa sis düşende, kurt uluyan da
Çakallara bayram olur o anda
Hakikat biçare, vefa bir yanda
Yılanı, çıyanı haşlamamız var
Sevdamız üstüne atışma olsun
Erenler, yarenler kendini bulsun
Bırakın lağıma sinekler dolsun
İkiyüzlülüğü taşlamamız var...
Ağzıyla kuş tutsa çalan kişiyi
Zırh edip kendine yalan kişiyi
Alnı terlemeden bulan kişiyi
Hint kumaşı olsa, dışlamamız var
Hasım olan zevat şer meclisinde
Dalkavuk güruhun her meclisinde
Destanlar söylenir er meclisinde
Eğlen, iki çaylık dişlememiz var
Vuslat tamam olur dosta erince
Cevaplar istenir yerli yerince
Can selamet bulur hesap verince
On iki yöreden aşlamamız var
Soru gerekçeyi sormak değil mi?
Vuslat sevgiliye varmak değil mi?
Marifet ahdinde durmak değil mi?
Hakikat şerhini tuşlamamız var.
Sultan otağında durulur saf saf
Eyvah! Başımıza taş attık, insaf
Sonra da bekledik bağış ile af
Malum meydanları boşlamamız var...
Kabrin yüzü soğuk kabir derince
Sıkar mı dersiniz kabre girince?
Hal beyan edilir inceden ince
Sol elden eğriyi dışlamamız var