Köylerden Bir Köy
- Necati Yılmaz'a -
Yolum düştü, Arılı'ya uğradım
Terkedilmiş, artık hissiz Arılı
Sokak sokak gezdim, hep adım adım
Hem kederli, hem de nazsız Arılı
Bir tepeden on üç köyü görürsün
Viran olmuş, bakar bakar erirsin
Mutlular mı, nasıl karar verirsin?
Nüfusu yok ıssız, ıssız Arılı.
Arılıda bir kız gördüm karalı
Gün yanığı yürekçiği yaralı
O hem sultan, hem dünyanın maralı
Yüreğe oturur sessiz Arılı.
Okulu var kapı baca yıkılmış
Haneler var kara kilit takılmış
Bahçelere üvey gibi bakılmış
Göç etmişiz, kalmış bizsiz Arılı.
Ana köyde oğulları gurbette
Utanacak yüz mü kalmış devlette
Ana yanar, oğul yanar elbette
Kalanları tatsız tuzsuz Arılı.
Turşu armutları sapsarı dalda
Alıç kıpkırmızı dökülmüş yolda
Desteklenmiş ceviz bir başka halda
Hep öksüz, babasız, eşsiz Arılı.
Ahlatların tepeleri kurumuş
Kavakların gövdeleri çürümüş
Tarlaları yaban otu bürümüş
Sahibi gurbette işsiz Arılı.
Adımladım tepe tarla bıkmadan
Destan yazdım hiç abartı sokmadan
Kim ne bilsin buralara bakmadan
Gözleri sürmeli, kaşsız Arılı.
Hep dolaştım, kimse 'kimsin' sormadı
Ayaklarım bir camide durmadı
İt ürmedi, kalbim küt küt vurmadı
Çobansız, bekçisiz, başsız Arılı.