- Refika Doğan'a-
Tanıyanlar tanır, görenler bilir
Bin hayır çıkarır bir tek şerden o
Yazdıkları yudum yudum içilir
Kâseler doldurur helal terden o
Elleme yarayı kabuğu oynak
Sır gönülde gizli, dertler kelaynak
Hasretin bitimi kürkçüyle kaynak
Dağların koynunda geçer yardan o
Her mevsim ses gelir kulağa çın çın
Geçimin eli zor, tabiat hırçın
Ne ahududu var, ne biter tarçın
Güller sunar güne kızıl nardan o
Gazilerde geri iki damla yaş
Oturur bağrına gam yavaş yavaş
Kürkçüye yol olur şenpınar aktaş
Hasretin bağrına siner zordan O
Memleket tutkunu, dalına konmuş
Dağın kar suyuyla yıllarca yunmuş
Hırcın kayalardan sahraya inmiş
Nebi yüreğinden sızan nurdan o
Dağların zorundan, zengin şeyinden
Köroğlu'nu çalmış bolu beyinden
Kar, kış memleketin ücra köyünden
Sıcak diyarlara göçmüş dardan o
Soğuğun her türlü zevkini tatmış!
Kürkçü dükkânında feveran satmış
Hayalini çayın suyuna katmış
Hasret trenine binmiş gar'dan o
Yol gurbete düşmüş vadesi vahit
Unutmamış asla yılları şahit
Allahü ekber'de doksan bin şehit
Nasiplenmiş Türkistanlı Pir'den o
Su olmuş kuru dal koruklarında
Ülkü pınarının arıklarından
Hakikat mülkünün doruklarında
Ne almış ne yemiş, doymuş sırdan o
Boğazında düğüm, gözünde buğu
İlmi aşkın cehaleti boğduğu
Yeşerdiği, kök saldığı, doğduğu
Âşıklığın boy attığı yerden o
Vatan de, aşk akar yedi yerinden
Kadının fendinden, sözün erinden
Gülce edebiyat öncülerinden
Adam gibi şiir yapmış kardan o
Yerler nasiplenir tan attığında
Bilmeyen ne anlar anlattığında
Hakkı taksim etmiş dantel tığında
Kaleliye hisse vermiş kârdan O