Sabır!
Ne sabrılar diledim toprakları avuçlarken
Taşlar,
Ağaç yongası köz oldu,
yaktı ellerimi
Başucun da gözyaşlarım dökülürken
Seninle birlikte gömdüm gözlerimi
Bağrım da sabrın titremesi
Topraktaki taş kırıkları kor- kor yanarken
Sabrın soluğundan alevlendi acının nefesleri
Ne acıymış bağrıma düşen
Lav gibi beni titretirken
O an cüruflarda tükenirken
Neydi peki diğerlerinin hafif tebessümleri
taş ağırlığında düşerken gözyaşlarım
Yanmak
Ve kor olmak
İlla gözden düşen yaş mı görülmeli mi
Acıyla kol kola gezmek
Dokunduğuna, dokunduğum da erimektir
Seni kaybetmenin yası
Ve
Kahkahayla gülene tebessüm edebilmektir
Sanı düşünmek
Vardın ki
Yaşamı değerli kıldın bana
Ve unutulmazlığı
Hayatın
Yaşamın acıyla değer kazandığını
Şimdi anladım.
Düşüncelerim de yanarken