DÜNYA GÜZELLİKLERİ
Bu gün bazı şeyleri öğrendim, Dünyada birçok şeylerin değiştiğini (!) … Mesela bir ülkede nasıl yaşadıklarını, öncelikle gençlerin özgürce nasıl hayatlarını idame ettiklerini ve nasıl para kazandıklarını… Bu gün Amerika da aileler çocuklarını 18 yaşı dolunca, yalnız başlarına hayatta kalmanın ne kadar zor olduğunu öğrettiklerini görüyoruz. Aileleri; Çocuklarına, hayata nasıl tutunacakları gerçeğini yaşatarak pratik olarak öğretiyorlar.
Peki, bizler ne yapıyoruz? Çalışıp, çocuklarımızı büyütüyoruz, elimizde paramız olunca al çocuğum bu senin harçlığın ya da sermayen diyip başımızdan salıyoruz. Peki neden? Çünkü birçok zorlukların farkında olmadan yaşıyoruz. Bizler gelecekte çocuklarımızın nasıl hayata tutunacaklarını öğretmeden kendi yolumuzu çiziyoruz. Bazen niçin bizlerde çocuklarımızı bazı zorluklarla ayakta nasıl kaldığımızı öğretmiyoruz diye sorarım. Bu gün; Türkiye de öyle zengin aileler var ki, her zaman bak çocuğum ben senin için çalışıyorum sen ne yapacaksın çalışmayı sen git gez dolaş benim param senin diyip öyle özgürce yaşatıyorlar. Bence bu mantıksız, bizlerde bazen nasıl para kazandığımızı öğretmeliyiz. Ki gelecekte onlarda çocuklarına öğretsinler. Mesela küçük bir işle başlatarak öğrete biliriz. Biz Türk insanları çocuklarımıza zorlukları öğretmeden kaçıyoruz. Bir düşünelim, nerde hata yapıyoruz? Tabi, tamamen bir işletmeci ruhuyla çocuklarını yetiştiren aileler de var.
Bu gün biz insanlar, dünya malına çok önem veriyoruz. Aman, 'Benim buyum var. Senin var mı? Bende yok sen nerden aldın? Sen aldınsa ben niye almıyorum? ' Diyerek, insanlarımızı bir birine düşürüyoruz. Hiç kimse dünyada kazandıklarını ya da biriktirdiklerini öbür tarafa götürmüyor. Sadece iyiliği ve iyi ameliyle yetiniyor. Şöyle bir etrafımıza bakalım, nerde acaba hata yapıyoruz? Hani Yunus Emre diyor ya 'Malda yalan mülkte yalan gel birazda sen oyalan' demek ki, bazı şeylerin farkına varmalıyız. Kantarın topuzunu iyi ayarlamamız lazım.
Dünya malına fazla değer vermemeliyiz. Tamam, şurası bir gerçek ki çocuklarımıza bir şeyler bırakmalıyız. Fakat onlara bırakacak olduğumuz miras, öncelikle terbiye olsun. Ve paranın kolay kazanılmadığını, da öğretmeliyiz. Ki bizler onlara ne kadar değer verdiğimizi bilsinler. Yarınlarda ne olacağını kimse bilemez. Onlara balık vermek yerine, balık tutmasını öğretmeliyiz.
Türkiye'mizde, imkânlarımız çok ama bunun farkında değiliz. Bazen TV da seyrediyorum. Yabancı ülkelerde her şeyden önemli olan yeşilliğe çok önem veriyorlar. Ve temizliğine de, oralarda yaşayanlar. Onların daha çok iş imkânı sağladığını görüyoruz. Dünya malına çok değer vermiyorlarmış, sadece bu dünyaya yakışan güzellikler yapıyorlarmış.
Peki, bizler ne yapıyoruz? Tam tersini. Aksine öncelikle yeşil olan güzelliklerimizi yok ediyoruz. Sonra insanlığımızı. Lütfen gelin el ele verip, Türkiye'mizi kurtaralım. Güzel bir Türkiye için… Çocuklarımıza da bu mirası bırakalım. Sadece bir ağaç dikin ki cennet güzelliklerini yaşayasınız. Bize umut, mutluluk ve gelecek aşılayan çocuklarımız için mutluluklar diliyorum.