zafer yılmaz '
Okçular tepesi
Şehrin Rengârenk ışıkları'
Birbirinden pahalı
Binaları, arabaları'
Başımız döndü.
Bu tepeye kim koymuştu bizi,
Niye bekliyoruz?
Ganimet borazanımı çaldı?
Sendemi terk ediyorsun,
Okçular tepesini?
Bu duman niye?
Dumanlı havayı
Sevsin kurtlar.
Ganimet malıdır,
Allah nidalarıyla saldırdığınız'
Zalimin kendisi değil, malı
Ve ilginç
Nasılda kalabalıklaştı saflar'
Hâlbuki
Sizi bilirim ben
En doğru kelamdan
Eğlence ve dünya kazancına karşılık
O'nu ayaküstü bıraktınız
Rabbinin divanında
Hamza'nın kanını
Yollara ser asfalt niyetine
Daha kolay taşırsın ganimeti
Son model arabanla
Havuzlu şatona
Ben okçular tepesinde
Emanete saygılı olmalıyım
Tek başıma kalsam da
Birde gelirken beytülmalden
En kuvvetli zırhı almıştın
Döne, döne savaşacakmış gibi
Kılıcı kuvvetli kılan
Çeliği değil
Zülfikar'ın kabzadan gerisidir
Ey imam!
Sen çarığını yamalarken
Cenkte kılıç tutan elinle
Aynı yüreğinle
Seni ve evlatlarını
Dedesine yaptıkları gibi
Ayaküstü bırakanları tanırım
Onlar bir makam duyunca
Karşılığında
Masumun başını getirir...
Ben bu tepede
Gözümü bile kırpmamalıyım...
Derdimi kim anlar?
Ben bir dert kuyusu bulmalıyım
Ona anlatmalıyım,
Ona ağlamalıyım'
Zafer YILMAZ