Sıyrılmış kılıç,
Namlunun ucu,
Barut kokusu,
Masanın üstü tozlu,
Ve camlar kırık,
Devrilmiş vazodan dağılan
Suni çiçekler'
Kavga kokuyor hava.
Toynaklardan çıkan kıvılcım,
Boynuzun kenarından damlayan kan,
Yürek haddinden fazla hırçın,
Her şey olabilir'
Yeşili vahşi ormandan
Siyahı kara taştan almış
Karışık ve ebruli
Hürmet gerekir
Siyah taşa
Hâşâ,
Tapınmak değil'
Kırmızıyı kim damlattı üzerine
Şimdi karanfiller kararacak
Yelkovanın çarmıhta son resmini
Dergisine kapak yapsın asalaklar
Ben geceyi bekliyorum
İkiye böldüm barutumu
Biri her ihtimale karşı'
Geceyi de ikiye böleceğim
Namlumu eğmeden kavga
İş ona kaldıysa
Süngümü zemzemle yıkadım
Sevda nasırının kutsal merhemi
Hangi kutuda saklısın?
Hangi cerrahın neşteri
Karanlığı parçalar'
Etten kemikten bedenim,
Toprakla kaynaşır.
Esas gaipte kalan,
Endişemin nedeni.
Adaletinin gereği,
En hassas terazide
Tartar beni.
Ve aslında
Kendi hatalarım
Yakar beni'