Beyaz güvercinlerin
Kanat sesleriyle uyandım
Bu gün sabaha
Ve gidişleri
Bir eylül günü sonbaharda
Geride kalan anılarıyla
Bu sonbaharda
Sıyrılacak ve uçacak ellerimden
Beyaz güvercinlerin
Kanat sesleriyle
Eylülü zincire vurdum
Sonbaharı da
Oysa her yaprağın düşmesi
Bir şarkıydı yüreğimde
Henüz bestelenmemiş
Ve sonbahar hasat mevsimiydi
Ektiğini biçenler
Ekemediğine üzülenler
Nasırlı ellere yakışmasa da
Yeni bankonotlar
Şimdi böyle...
Birde kış gelecek
Hazırlıksız yakalandıysan
Kış da zor geçer
Hele şubatta martta
Bu hüzün böyle sürer
Beyaz güvercinlerin gidişleri ardından
Tâ ki dönene kadar
Aynı kanat sesleriyle
Tüyleri pörsümemiş
Sesleri kesilmemiş
Vakur ve ürkek duruşlarıyla
Onlar yüreğimin efsanesidir
Bazen çıtları çıkmaz
Bazen hiç susmazlar
İyi bilir onlar
Susacacağı yeride
Öteceği yeride
Bazen günlerce aç dururlar
Onlar her birikintiden su içmez
Her yemi yemez
Yemli tuzaklara eğilmez
Sabredeceği yeride
Bilir coşacağı yeride
Sevdaları uğruna
Parçalarcasına kanatlarını birbirine vurur
Onlar kavgasını da unutmaz sevdasını da
Ve bilir
Kavgada kanadını yumruk gibi vuracağı yeride
Kanatları olsa da
Bilir uçacağı yeride
Kalıp öleceği yeride
Bir gün temelli giderler
Ama yaşadıkları coğrafyada
Kendi kanat seslerini
Çınlatacak nesiller bırakırlar geride
Birde paçalı taklacılar var
Davranışları hep beni üzer
Ama onlar sahiplerinin elinde gezer
Marifetlerini göstermeleri için
Fazla zaman gerekmez
Paçalarından belli
Bir metrede beş takla attıkları
Ve
Sarhoş gibi
Sersemlemiş kafalarıyla
Mahmur gözleriyle
Ne yaptıklarını bilmeden
Yalpalayarak yürüyüşleri
Ve koşup eline alır
Öper onları sahipleri
Aslında nice paçalıları
Daha öpmüştür o sahipler
Ama kızdığında yere çalmıştır
Avuçlarının içinde olduğu için
Ağızlarında en çirkin sözlerle
Taklacı paçalı güvercinlerin
Bu ilginç sonu
Sevdalı yüreklere serinlik verir
Ama tarih hiç unutmayacak
Beyaz güvercinlerin
Vakur,ürkek duruşlarını
Yerinde kanat vuruşlarını
Yerinde ötüp yerinde susuşlarını
Yerinde ölümü seçip
Yerinde gök yüzüne uçuşlarını