1
Ara sıra, derdin, tan sökerken
Dolaşıp o kararmış yollarda,
Taşın uyumuşluğunu paylaşırdım.
Kördüm onun gibi tıpkı.
İşte çıktı o yel, gülünç oyunlarımı
Ölüm perdesinde belirten pırıl pırıl.
Özlediğim yazdı,
Gözyaşımı kurutacak kızgın bir yaz,
İşte çıktı o soğuk, üyelerimde büyüyen,
Ve ben uyandım ve acı çektim.
2
Sen ey kaçınılmaz sürem,
Ey toprak, o en çıplak, bıçak gibi!
Özlediğim yazdı,
Kıran kim şu kılıcı eski kandaki?
Mutluydum gerçek,
Ölesiye hem.
Gözler yitmiş, ellerim açılmakta pisliğine
Bir bengi yağmurun.
Bağırırdım, karşı dururdum yele…
Tiksinmek niye, ağlamak niye, sağdım,
Engin yaz, güven verirdi bana gün.
3
Sönüp bitsin söz
Şu yüzünden varlığın, açık durduğumuz,
Yalnız Sonlu yelinin
Geçtiği bu çorakta.
Dinlesin o eskiden yanan
Asma örneği,
Yuvarlansın tepeden o şarkıcı, ta uçta
Işıtarak
Dile sığmaz özdeği, uçsuz bucaksız.
Sönüp gitsin söz
Şu basık odada, senin bana erdiğin,
Daralsın ocağı çığlığın, kapansın
Korlaşan sözlerimiz üzere.
Doğsun ölümümle soğuk, anlam kazansın.
Sor ıssına gecenin nemenem gecedir bu,
Sor: İstediği ne, sen ey parçalanmış ıs?
Gecende batmışım ben, gecende ararım seni,
Yaşarım sorularınla, kanında konuşurum,
Gecenin ıssıyım senin, beklerim sende gece gibi.