Ay'ın kara bulutları arkasına gizlendiği
içine burukluğun hapis olduğu gecede
yıldızları bulmak kadar zordur
kafiye bulmak her hecede,
hele bir de yağmur yağdı mı
bütün herşeyi,
güzel çirkin bütün duyguları
karmakarışık olur adamın,
bir a yazar siler
bir b yazar beyenmez
kağıdı buruşturur çöpe atar
sonra kağıdı kalemi bırakır, gözlerini kapar
sakinleşmeye çalışır ama olmaz
o sırada odasının penceresine çarpan
küçük ama güçlü yağmur damlaları
dışarı çağırır adamı
hemen kalkar
yağmurluğunu aldığı gibi dışarı fırlar
ıssız ama sesli sokaklara
_sessizliği bozan yağmur damlalarıdır_
yürümeye başlar
adeta bardaktan boşalırmışcasına yağan
yağmura meydan okurmuş gibi,
adam kendini vermiştir bir kere
bütünleşmiştir yağmurla,
karışık duyguları kalmamıştır artık
otursa masaya binlerce şiir yazacak
gibi hisseder,
ama o vermiştir kendini yağmura
sabaha kadar yürük o ıslak yollarda
adeta hayata meydan okurmuş gibi...