Aşka düştüğümde
Gece miydi gündüz mü, hatırlamıyorum.
Ay mı tutulmuştu güneş mi?
Kalkıp ayet namazı mı kılmalıydım?
Karaçavuşlar mı uçuyordu başımın üstünde?
Gölgem gölgen mi olmuştu yoksa?
Med-cezir mi vardı, o uzak okyanusta?
Bir yangın kaplamıştı sanırsam her yeri,
Dumanı örtmüştü bulutları günlerce.
... Kara balçık mı sürseydim keşke,
Sızılarımı dindirmeye?
Aşka düştüğümde
Efsaneler mi dolanmıştı türküler mi dilime?
Aşka düştüğümden beri
Asırlık bir ise bulandı göğün kolonları
Yağmurların gücü yetmedi,
Bu mührü silmeye.
Şehre aşk mı düşürdüm,
Yoksa şehir mi aşkı özümsedi diye,
Sorguladım kendimi her saniye.
Kader dedikleri buydu belki de;
Sen çıkıp gittin,
Ben sokaklara resmini çizdim habire;
Sen çıkıp gittin,
Bana, aşkınla yaktığın şehir kaldı geriye…