GİDERSEN EĞER
emine'ye
gittiğinde
vakitsiz yaprak dökerim
hazana döner her mevsim
yokluğun tineriyle bedenim sarhoş
yaralı hançeriyle sensizliğin
şahdamarımdan vurur beni
benden kopan sen mermileri
sen gittiğinde
göçe döner mutluluklarım
ayrılmalarımız felaketten bulut
yağmuru dökülür hüznün
çaresizliğim ıslak
kayboluşum kanlı döşek
koynumda boyunca uzanır
yalnızlıktan ceset
tüm gidişlerin ayrılık zemherisi
kesilir yollarım ben iflahsız hasta
sensizliğinle yatalak üstü çıplak, üşürüm
terkedilmişlik rüzgarı keskin bıçak
buzdan yokluğun kırar filizlerimi
nöbet çekerim sensizlik ayazında
ağlamalara dökülür kırağıdan yer çekimi
gittiğinde
kurşunlar yalnızlık beni
sensizlik ıslatacak damla damla kenti
kanlı cellat ayrılmalarımız boynumu vurur
hıçkırıklarımda can çekişmeler
ayrılık mezarına atılır leşim
bıraktığın boşluktan dikilir kefenim
her gidişinde
fırlar namlusundan yüreğim
sevmelerim goğsümden damlar
kopar yüreğim dalından
sen celladına olgun meyva
tüm yönelişlerim
gülüşlerin damarlarıma kan
boynum vurulsa da akmayan
sen gitme
bütün hayatlarımı al
köle olsun sana bu gereksiz can
sevdan yükü ile yorgun bu yaşlı hamal
bu aşk delisi, bu sevgiden kudurgan