Pervarili Bulutlar
tenini sınar bir ustura.ince ince iner kan
bir tren sisleri yara yara geceyi çizer raylara
bir adam, kapılmış da pervarili bir buluta
gider kendi kendine kendi kentine
adamı orada unutmuşlar
üşütürken ömrümüz rengini paslı yalnızlıklarda
kime baksam yanlış hayatlarda hep alabora
sana baksam bir malatya kayısısı gibi unutulmuş
dalında
her vagon bir trene kapılmak rüyasında
vagonları orada unutmuşlar
her sevda yanılgıda.her menzil ıskarta
herkes bir yer açmış kendi uçurumuna
yaşanır mı böyle şekilsiz, böyle kimsesiz, sessiz
böyle limansız, böyle imlasız, yarsız
sevgiyi sularda unutmuşlar
biz yenildik...daha çok yenecekler
mağlup olmak artık soyluluğumuz
pervarili bulutlar bunu bilmeyecekler
böyle pusatsız, böyle şarkısız, sazsız
beni burada unutmuşlar
acımamışlar...hiç acımamışlar!
ne bulut bırakmışlar ne çocuk
ne bahar bırakmışlar nede yolculuk
bunu bildikçe üstlendim cinnetimi
zulmü yurdumda unutmuşlar
sen şimdi buruşmuş ayrılıklarda
şimdi lime lime yoksulluklarda
kalbindeki güllerin tozunu alıyorsun
sen başın dimdik geçerken acılardan
sabrın dağlarını parçalıyorsun
seni orada unutmuşlar
bizi ter içinde bırakan ayrılıklarda, bizi düzenbaz
şarkılarda
bizi günlerin çökmüş avurtlarında, sökülmüş uykularda
trenler sisleri yara yara geceyi çizerken raylara
ilkyazların kapısında bizi kar boranlarda
unutmuşlar...unutmuşlar
böyle limansız, böyle imlasız, yarsız
böyle allahsız, böyle şarkısız, sazsız
seni orada...beni burada
öyle hasret bir dokunuşa
unutmuşlar...unutmuşlar
bu şehirlerin rezil uğultusunda
biz yenildik...daha çok yenecekler
mağlup olmak artık soyluluğumuz
pervarili bulutlar bilmeyecekler
pervarili bulutlar bilmeyecekler