O Uzak Göçebeler Epeydir Göçebeler
“say acı olanı, uyanık tutanı say
beni de onlara kat...”
-paul celan-
ı
nerdesin?
Beni anlamazsan duyulmaz sesim
Masallar öldü
O sevilen yüzler de
Ömrüm ölü yüzlerle arkadaş
Yaslı sözlerle, yitik güzlerle
İnfazlarda o güllerle arkadaş...
*
hey güller, martıları bilir misiniz
kaç metre küp ter
kaç milyon megavat keder yüklenir otobüsler
sorsam... sorsam anlatabilir misiniz?
O uzak göçebeler
Epeydir göçebeler...
II
Masallar öldü
Öpülesi yüzler de
Biz bu dağların buzulundayız
El vurup yüz sürdükçe zamanın aynasına
Gördük ki tufanlar ortasındayız
Masallar öldü
Yaralıdır düşler de
Biz aynı notalardayız
Köhne rüyalardayız
İlkyazlar yağma
Esriktir gülüşler de
Hangi anılarla avunmalardayız?
O uzak göçebeler
Epeydir göçebeler...
III
Daha aşklarımız kuruyor, dağlar kuruyor
Hızla ölüyor herşey, hızla soluyor
Bu yüzden kahrını dağlara salan uzak bir yıldız gibi
Yıldızını uzaklara salan kahırlı dağlar gibi
Yıldızsız dağ, dağsız yıldızlar gibi
Yaşamak
Bile bile
Üstelik kuşlar gibi
Üstelik kuşlar gibi...
IV
Yine geceyi bir kurşun sesi vurdu
Kimse görmedi, kimse!
Fail de beraat, meçhul de
Ölüm oyununda duraklardayız
Artık kimse gecikmiş telaşlarla koşmaz sevişmelere
Şu yıkımlarda savrulan ömrümüzdür
Savruldukça küçülüp çürüyen ömrümüzdür
Biz külü, kül de bizi tanımlar
Ağlar...
V
Büyük sevgiler büyük ölürler
Papatyalar, akarsular ölürler
Kan sıçrar seherin göğsüne vurur
Masallar ölür, düşler ölürler
(oysa kim bilir ki
yanağımda
yangınlardan çok önce
o yarin bıraktığı öpüş izi var
yüreğimde
oralardan kalan bir düş izi var...)
VI
Kaç ömür eskittik şunca yaşamışlıkla
Nerdesin?
Nerdesin?
Beni anlamazsan duyulmaz sesim
(daha bizi soracak olursan burada
her şey hiç bilmediğin gibi;
daha beni soracak olursan:
“herkesin biraz faili olduğu
meçhul bir cinayetim şimdi! ”)