Bir Aşk Hikayesi
İki deli sokakta karşılaştı,
Başladılar kavgaya,
Yumruklar tekmelere karıştı,
Kanlar başladı akmaya,
Halk girerek araya,
Engel oldular bir faciaya,
Çekti yaşlı bir adam ikisini ayrı köşeye,
Sordu birine, hele anlat derdin ne diye,
Çekerek içini deli, başladı anlatmaya:
—Ben onun sevdiği kızla evlendim,
Zenginliğimi Leyla'nın ayaklarına serdim,
Kimseden itiraz görmedim.
Düğünler dernekler kuruldu,
Altın tablalarda şerbetler sunuldu.
Kırk gün kırk gece derken,
Mutluluğa ererken,
Leyla güzelliğinde kötü yanını saklamış,
Meğerse o, paraya tamahlanmış.
Bunu çok geç anlamıştım,
Ne yazık ki her şeyimden olmuştum.
Leyla servetimle sürerken sefa,
Bense, ekmeğe muhtaç çekerim cefa...
O, sevmeseydi Leyla'yı,
İnat olsun diye alır mıydım, belayı?
Şimdi çok pişmanım,
Beni bu hallere düşürene düşmanım...
—Evladım aklın gitmiş senin başından,
Suç sendeyken ne istersin bu zavallıdan,
Bir daha geçmeyesin sakın buradan...
.....
Deli uzaklaşır, yaşlı adam gelir diğerinin yanına,
—Sen anlat hele nedir derdin?
Çeker içini çok derinlerden,
Yaşlar sel olur gözlerinden...
—Sevdim Leyla'yı bir ömür boyu,
Hüsranla bitti aşkımın sonu,
O, olmasa alacaktım Leyla'yı,
Tadacaktım tarifsiz mutlulukları,
Fark edecektim, güzel dünyayı...
O güçlüydü, paralıydı,
Üstelikte yakışıklıydı,
İnat uğruna aldı Leyla'yı
Bana dar ederek dünyayı...
—Evladım, yaptığın çok yanlış,
Olmayan yola da, yapılmaz yarış,
Kendine çekidüzen ver, kendinle barış...
Aldıysa ne oldu Leyla'yı,
Buldu bak, kocan bir belayı,
Gördüm Leyla'yı anlattığın kadar değil,
İster aşkını haykır, ister önünde eğil,
Sevdiği tek şey para, aşk ona göre değil...
—sen, benim gözümle göremedin ki Leyla'yı,
Başka görürdün o zaman koca dünyayı,
İyileştiremem kalbimdeki koca yarayı...
İhtiyar şaşırıp kaldı,
Ortada iki mecnun, birde Leyla olamayan, Leyla vardı;
İki mecnuna hayat dar, Leyla'ya bahardı...