ÖYLESİNE'
Bir gün şu kapıdan gireceksin
Şenlenecek duvar, şenlenecek masa
Sonra' Gülüvereceksin'
Ne kahır kalacak, ne tasa'
Seninle gülecek vazodaki çiçek
Çeşmeden damlayan su coşacak birdenbire
Aynada ağlayan aksim gülecek'
Bir gün şu kapıdan gireceksin
Hani nehir denize kavuşur ya
Ya da kuraklarda birikir bulutlar küme küme
Öylesine ihtiyacım var bir damla suya
İçim öylesine ağlamaklı
Öylesine muhtacım tebessümüne'
Hayır'
Ne olursun geç kalma, dayanamam
İçimde yokluğun dayanılmaz sancıları
Her gün yeni bir kurban veriyorum mutluluğumdan
Her gün yeniden yaşıyorum aynı acıları
Bıktım asırlardır süren yorgunluğumdan.
Bir damlacık tebessüm tek istediğim
Çocuk gözlerinden bir parça umut
Biraz dostluk bakışlarındaki gökkuşağından
Yalnızlık öyle inanılmaz, öyle somut
Ve öylesine yaşanası ki
Bir türlü ulaşamadığım sevdan.
Aradan asırlar mı geçti
Yoksa yenimi ayrıldık seninle
Ellerimde saçlarının kokusu
Hani başbaşaydık gözlerinle
Ne insanlar vardı ne hava ne su
Zaman içinde dondurmuştuk dünyayı
Bir tek ikimiz vardık doğrusu
Silmiştim gerçek bildiğimiz rüyayı'
Yarım kalan bir şeyler vardı yalnızlığımda
Boşuna tamamlamaya çalışıyordum
eksik kareleri
Beyhude uğraşıyordum
Silemedim içimdeki lekeleri.
Acılıydım'
Daha karanlıktı umutlarım geceden
Güneşim son kez battı sanıyordum
Gülümsedin aniden'
Dolunay damladı yüreğime'
Bir gün şu kapıdan gireceksin
Hani yağmur sonrası geniş kırlar misali
Tüm ışıkları sindirip gözlerine
Öylesine hasretim yıllardır baharına
Öylesine kış yüreğim
Öylesine muhtacım tebessümüne
Düşlerim hasret sonsuzluğa
Kırılan dallarda mühürlü incinmişliğim
Kalbim paramparça kaldırımlarda
Nasıl anlatsam bilmem ki
Sana dokunmamış acıları
'
İşte öylesine tutkundum hüzünlerime
Gökyüzünde paramparçaydı ümitlerim
Şiirlerim ak kâğıtlarda suskundu
İçimde bu umut olmasa
Bir gün şu kapıdan gireceksin'
Dağılacak hüzünler,
Şenlenecek duvar, şenlenecek masa.