Kırılmıştı camı nöbet tutan penceremin
Solgun oluşları dikenli günlerimin
çökmüştü üstüme,
Çökmüştü işte !
Odamdaki sandalye aynı sandalye
Bir gerekçe arıyordu gibi kendine
Vazodaki en sevdiğim çiçekler
yine masamda.
O günden sonra eskimişti
güzelliği,
Hayalet korkusu gibi
dolaşıyordu yakamda,
Görüntüsü itici, berbat
Çalınmıştı benliğimden
ruhumdaki hakikat
Çalınmıştı işte !
Alnımın ta ortasında,
iki göz kaş arası
Gelip giden ağırlık
tartılıyordu mertliğimle
Görev itibariyle.
Kafa tutuyordum yorgunluk
kıskacındaki
keskin kokulu yağmurlara,
Susamış gibiydim ecelime,
Yaşamak bile zorunlu
kılındığında
sahte öpücükler üzerine.
Kantarın topuzuna
takıldığında gözüm
görüyordum,
tutmuyordu ağırlığım
İbresi tartımın ruhum
hariçti anladığım !
Ben zaten kurak bir mevsimin
ta ortasındaydım
Otuz beşime yakın,
Çakıldım işte,
Vurguna takıldım !
Nefretimden olsa gerek,
Nefretimden akıyorken
bezginlik
aksın gitsin !
Çok hakaretler yedim
silinirken benliğim,
Kimliğim çalınırken üstelik.