Doksanlık virajın kıvrımında,
Sağında cami duvarının
ince uzun bir yol
Nadide bir inci gibi yeşillere uzanan
Özlemi sinmiş uslanmayan gönlüme
Her dakika geçerken
Ihlamur sokağından.
Göğüs germiş yine güzelliği rüzgara
Dantelden işlenmiş duvağı
Meşaleden gövdesi,
ucu alev sarısı
Sabahları sıyrılırken şafak
gecenin içinden
Yumuşak ve tatlı bir
yaprak hışırtısı
Sökülür gövdesinden ağaçların,
Taze gelin gibi görünür
Yağmur sonrası.
Selamımda, patlayan yanardağ
Memleket kokusu,
Delip geçer zamanın içersinden
Korkunç ve biraz da kırgın,
Habersiz
Ve habersiz gövdesine sarılırım
Davetsiz, sessiz direnişine
Yaşlanmış ıhlamur ağaçlarımın !