Toprağında yıkanmış
umutlarımın gülümseyen renkleri,
İçimdeki ihtiras
zorluyorken yalnızlığımı
Damlası yağmurun
ekmeğim, suyum
Ve ıslak
parmaklarımın arasında
dökülen saçlarım,
Ak tellerinden mutluyum.
Riya değil,
düşler kadar gerçek
suskunluğunda her akışı nehrin,
Ovasında çıplak bir tarla
seçtim,
Ne imdat sesi, ne de
yaklaşan kıyılar
Alev topu, kaygısız güneşti
yüreğimdeki patlamalar.
Tuvalinde, rüya gibi resmin
en güçlü darbeler
nostaljik çizgiler, başı boş fikirler
tek bir şarkı üzerine,
Yalnız hüznü kalır ya geriye.
Yitirdim artık sürgünde
garip ve istenmeyen gitmeleri,
Ölümü bile yitirdim !
Ömrüm şimdi ve bu gün
daha uzun,
Dünden daha gerçekçi,
yarından çok daha derin...
Borcum da hani baki,
Bir gün öderim !