Koyunlar avanak çoban uyanık,
Ne gerek şahide işte bu tanık,
Sürüyü bir araya toplar bir ıslık,
Gökten taşda yağsa size gerektir.
On liralık bir tüp yetmişe çıktı,
İşçiye asgâri gözüyle baktı,
Kim itiraz etti ayağa kalktı,
Bence bu az bile size gerektir.
Kim aç kalmış kimin olur haberi,
Aslında uyanık uyuyan körü,
Düşünmez aç kalan bizlerden biri,
Altı yüzlük ücret size gerektir.
Takmışım kafayı sana sorarım,
Vatandaş olarak huzur ararım,
Yükselt asgâri ücreti kötüdür durum,
Suskun kalan halkız bize gerektir.
Suskun kalır hak istemez yalaka,
Kalmış karanlıkta uğramış şoka,
Ne deyim ki akıl almaz salaka
Çoktur şak şakçılar bize gerektir.
Servetin üstüne bir servet katar,
Çıkar kanallara atarda atar,
Düşün asgâri ücret hiç kime yeter,
Umrunda değil bize gerektir.
Kendi alır gemi ile kayığı,
Bizler alamayız şekeri yağı,
Veysel der ki; Bu anlamaz halkın layığı,
Az bile oh olsun size gerektir.