NE DESEM YALAN OLUR
Dünyası olmamış, duyguları ayaklanmamış hiç
onunduk oysa, tutuşurduk; ama üşürdük gene.
Unutmak derin, seni düşünmek soğuk
gövdenin bir yanı yangın bir yanı su
yolunu çok sev, tenhalığına şaşır
dilini ov, sözünü parlat, anılara saygılı ol.
Bu senin sırtın, madem öyle
ellerine koş, alıp götüren rüzgârlara yaslan
düş gördüren bir hayat edin, unutma
en çok kim ölürse gelir kendini sorar
sen orada aranan mavileşen bir aşkla
ebette delirmeden o çınlayan boşlukta
aldatan uzaklıkta aşınıp durdun.
Uzunca susup birden kalkıp gitmeler var ya
ah o dalgınlıklar... Buruşur yalnızlık, saklanır gece
dağılır alnın, kan kesilir, daralır gövde
gökyüzü çatlar birden, bahçe yorulur ve sonra:
Yitirilen patika çok uzakta, çoğalır merak
taş yenilir, dağlar susar, paslanır o Sürmene bıçağı
ateş kendine iter sizi, ay küser arkadaşların gidişine
ayrılık boğar, cam patlar, toprakta çoğalır ses
gövdenize tırmanır öfke ve sonra
bulaşıcı bir aşkla ne desem yalan olur.