Fidan boylu,gök gözlü bahtsız Lale,
Suçun neydi senin,düştün bu hale,
İsmin kadar,cismin de güzel senin,
Fakat en güzel şey aklıdır,insanın.
Seni bu hale koyanlar utansın.
Soğuk bir günde,kısa kollusun
İçinde fanilan yok, çıplaksın.
Fakat nedense çok terliyorsun.
Belinde kalın deriden bir kemer,
Her teki ayrı renkte çoraplar,
Sokmuşsun çoraplarının içine.
Güzelce daraltılmış paçalar,
İçler acısıdır, senin durumun.
İbrettir bizler için,perişanlığın
Ve Allah ı zikrederek dönüşün.
Hele Yasin i Şerifi okuyuşun.
Allahım ne acı bu durumun.
Bu çilen nedir,ne zaman bitecek,
Ne zaman yerine gelecek, şuurun..
Lale ne vakit,huzur bulacak
Yerinde duramıyor,içi daralıyor.
Çareyi zikirde,dönmekte buluyor.
Dönüyor, dönüyor durmak bilmiyor,
Zikrediyor,durmadan dönüyor,
Kafasına aldığı darbe onu,
Bu hale düşürmüş söyleniyor.
Yitirmiş aklını, ve şuurunu
Bir anda akıl gidip geliyor,
Allah a yaşlı gözlerle yalvarıyor.
Terler,yaşlar biri birine karışıyor.
Bizler onun kadar da olamadık
O dönerken,zikrederken,
Biz dünya işlerini konuşuyoruz
Sonumuzu düşünmüyoruz
Hepimiz,içindir,bu acı gerçekler
Anlayana ihtardır,canlı örnekler..