Ne güzelde yağıyor dışarda yağmur alıp beni götürüyor geçmiş günlere hani seninle el elle koştuğumuz sahillere, ben sensiz sen bensiz yapamadığımız günlere o günleri yaşıyorum ben şimdide unutamıyorum bir türlü utamamak ne acı...
Yağmur damlalarının altında bir mutluluk yeşermiş daha yeni dalında suya özlemmidir bu gülün yağmurla başını gökyüzüne kaldırması şimdiye kadar bir bardak su vereni olmamışmı?
Hiç kimse farketmemişmi Doğadan başka bu gülü?
içime hoş bir mutluluk doğdu yağmurun bereketindenmi gülün dalında yeşermesindenmi bilinmez sesizce seyrediyorum penceremden nazar değmesin diye belkide konuşuyo benimle kendi dilince biryeşler anlatmak ister gibi hissediyorum usulca yaklaşmalımıydım ona yoksa sessizce seyretmeye devam mı etmeliydim acaba.
Saatlerce seyrettim penceremden o artık benim gülümdü her sabah suluyorum gülümü artık kendimi onunla bütünleşmiş hissediyorum saatlerce konuşuyorum ne kadarda hoş sohbeti, ne kadarda dinleyici benimle gülüyor benimle ağlıyor sanki.
Oysaki bir bardak su vereni şimdiye kadar hiç olmamışki, bu arada yağmurlu o gün geldi aklıma bisikletle yarış yaptığımız o gün hani ani bir yağmur başlamıştıda eve zor yetişmiştik balkonda durup yağmuru izlerken bir gün bebeğimiz olursa adını yağmur koyalım demiştik, bizim yağmurumuz yaz yağmuru olsun demiştik.
Ve şimdi sensiz geçen ilk sonbahardayım, hüzünlü bir aşk mevsimi bense bizim şarkımızı söylüyerek yürüyorum ağaçların yapraklarını döktüğü sarı yollarda.
Her sabah sadece bana ait olan gülümü suluyorum artık sadece onadır benim aşkım aşk karşılıksız sevmektir yaa karşılıksız seviyorum ben onu onun o güzel kokusunu renginin asaletini mahsum bakışını sessiz kalışını seviyorum sevgimi artık sadece güle gösteriyorum bir zamanlar seni sevdiğim gibi...