Hava soğuk dışarıda, içeride bir soba,
Oturmuşum cam kenarında,
Gökyüzünü seyrediyorum,
Bir sonbahar sabah'ın da.
Ne kadar soğuk olsada hava,
Sokaklarda top oynayan çocuklar,
Cadde'ler de vızır, vızır arabalar,
İçimde'ki bir tek sen.
Dalmışın bir anda rüzgar'ın uğultusuyla,
Kendimden geçercesine çok uzaklara,
Uzaklarda görünen bir çift ela göz,
Çekmiş beni güzel duygulara.
Soba'ya attığım odunların,
İç gıdıklayan çıtır'dayışları kulağımda,
Ne kadar'da hoş yanıyorlar,
Sanki bir müzik havasında.
Hala gözlerinin içindeyim,
Üstelik müzik'te geliyor bir yandan,
Dans eder gibiyim gözlerinle,
Bu sonbahar sabahında.
Gökyüzünün uçsuz bucaksız maviliklerin'de,
Ela ne güzelde yakışmış gözlerine,
Bu sonbahar sabah'ında soba'nın beni ısıttığı gibi,
Sende içimi ısıtyorsun her gece.
Soba'ya baktım birden,
Tenime dokundum ellerimle,
Buz kesmişti her yanım,
Oysaki soba çoktan sönmüştü.
Ama içimdeki senin verdiğin sıcaklık sayesinde,
Sobanın ne zaman söndüğünün bile farkına varmamıştım,
Tenim bu sonbahar sabah'ında ne kadar soğuk olsada,
Gönlüm senin verdiğin sıcaklıktan yanıyordu.
Ela gözlerinin güzelliğiyle,
Dans ederken her gece,
Gönlümde ki sıcaklığınla
Hiç üşümüyorum sayende.
Güneş gezegenlerin en büyüğüdür ya,
O kadar yıldızlar arasında,
Dünya'yı tek güneş ısıtır,
İşte ela gözlüm beni de bir tek sen ısıtıyorsun...