Gün olur sahipsiz bir adam ölür
Toprağın bağrında açılmış bir yara gibi,
Bir zelzele kopar sıcağın ortasında…
Mevsim, sırasını verir gelen bir mevsime
Çatır çatır gökten rüzgârlar kopar,
Çığlıklar yükselir topraktan göğe
Adam öyle yalnızdı ki toprağın üstünde,
Anasının doğurduğu kardeş o ölünce gelir üstüne
Gümbür gümbür bir çığlıktır adamın ölüşü
Ne garip dünya
Adamdan düşen tohumlar ölüsüne bile sevinir
Muhammed, en küçüğü evlatlarından
Ta Mısır'da cihada düşer, bedeni gümbür gümbür vurulur
Cennet yolcusu bu çocuk, babasından rızalık almadan,
Babasından evvel düşer kara toprağın bağrına
Oysa bir baba, ölünce çoğul ölür
Toprağın yarığından düşerken içeri
İki gözü açık, acısız, donuk, taş gibi bedeniyle gömülür
Gözler açık ve geride,
Bir baba ölürken, çocuklarıyla ölür
Gün olur sahipsiz bir adam ölür
Görsen ne kadar çoğul
Yetim, öksüz çocuklar dirilirdi mezarının başında
Gün olur insanlık ölür,
Cihada düşen evlatlar, babaları sağ iken
Paldır küldür ölmüştür…
Ve bir kardeş, mezarı başında adamın
Mezar tahtasını alır, isminin altına bildiğince adını yazar küçük kardeşinin
Mezarın taze tahtasına bir kelimelik yazı yazılır:
‘Tığo'…
İşte o zaman, dil de ölmüştür
Paldır küldür…