sen unutulmuş bir adamsın
şu yarım milyonluk şehirde
gençligini bir deli rüzgar götürmüş
umutların kim bilir nerede
hangi sevgilinin kollarında kalmış
sen çok gezmiş çok görmüş
şimdi alabildiğine yanlız adam
hatıralar eski bir şarkıdır dudaklarında
söylemek istersin söyleyemezsin
kahreder kahreder seni zaman
bu şehrin aşina sokaklarında
ölesiye ağlamak istiyordun
bilmedigin bir şey değildi ağlamak
kaderinin agırlıgınca sarhoştun
hayalerinin genişligince
dünyadan uzak
seni tozlu aynalarda tanıdım
sacların anlına dökülmüştü tel tel
gözlerin göz olduklarından uzak
kederliydin sonbahar akşamları gibi
ve sonbahar akşamları kadar güzel
yorgun ellerin ceplerindeydi
varlıgından utuanırcasına saklı
ellerin ki bir keman kadar hassas
bir şarkı gibi dokunaklı
sen unutulmuş bir adamsın
anlaşılmamış şiirlerim gibi
bütün güzelligiyle unutulmuş
şiirlerim ki yanlızlıga benzer
öylesine mahsun öylesine kahrolmuş
ümit yaşar oguzcan