Önce dünyama sesin girdi özlemli, kısık
Bir mutluluk muştusu gibi ta uzaklardan
Çok sonrası öptüğüm o gül dudaklarından
Önce sesindi çağıran beni gür ve aydınlık
Önce küçük ellerin kondu avuçlarıma
Yolunu sasırmış bir kus gibi, ürkek
Alıştım herseline, her yerine giderek
Saplandın iğnelerce parmak uçlarıma
Önce bir aksamdı gelen seninle dopdolu
İnanılmaz, doyulmaz, anlatılmaz, kanılmaz
Bir aksamdı sevgiden, apaydınlık, bembeyaz
Bir aksamdı, alev istekli, duygulu
Her şey gerçekti, öylesine güzel, yalansız
Ağladım sensiz geçen ve geçecek günlere
Sende ölümsüzlüğün çağrısını duydum önce
Sonra tutuşup, yandım ben, sevdalandım apansız.