Sıkı sıkı annesine sarıldı,
Gözleri pırıl, pırıldı.
İki damla yaş vardı göz pınarlarında saklı,
Titrek ve yasaklı.
Anneannesi anlatıyordu ya hep salına, salına
Artık inanmıyordu babasının döneceği masalına.
Hiç bir açıklama ona yetmiyordu.
Yurt dışındaysa neden telefon etmiyordu?
Bazen babasının üniformalı arkadaşları gelirdi
O zaman evde tansiyon aniden yükselirdi.
Babasının kucağında bir bebeklik resmi vardı
Bir akşam “onu odama asın” diye yalvardı.
Ağlatıyordu annesini bazı şairlerin dizeleri
Hele hele televizyondaki şehit cenazeleri.
Yok,yok anlamıştı, seziyordu.
En zoru da, arkadaşları babalarıyla geziyordu.
Annesini itti,
Odasına gitti,
Çoktandır tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı,
Onlar da anladı bu hali
Billur ırmaklar misali
Yanaklarından boynuna,
Oradan ta kalbinin üstüne aktı.
.