Sevimli, biraz tombuldu
Odasında misketleriyle oynarken,
Birden kendisini misafir odasının ortasında buldu.
“ Haydi amcalara küfür et! ” dedi babası
Çocuk, sıkı sıkı kapattığı gözlerini araladı
Ve anlamını bilmediği o sözleri ardı ardına sıraladı
Bir kahkaha! Bir kahkaha!
“Bir daha! Bir daha! ”
Oh! Bitmişti.
Odasına koşarken babası yetişti
“Gel ulan buraya! Daha bitmedi;
Bak Yılmaz amcan işitmedi”
İki misket vardı terli avuçlarında saklı,
Yarım kalan oyununda kalmıştı aklı.
Ağlamaya başladı.
Babası bu kez iyice haşladı:
“Ne işe yararsın sen?
Ne olur sanki bir defa daha söylesen? ”
Kıçına vurdu,
Kolundan hızla savurdu.
...
Büyüdü, ünlü bir mimar oldu
Alanında gerçek bir devdi,
Çünkü işini hep çok sevdi.
Çalışmaya her oturuşunda,
Bir his geldi içine, garip;
Sanki birileri girip,
Yaptıklarını berbat edecekti,
Ve sonra çekip gidecekti.
O yüzden,
Ne zaman tasarlayıp çizecek olsa güzel bir yapıyı,
Hep kilitli tuttu kapıyı.