Belki bahtiyarsın bu gece
yıkanmış gök yıldızlar
yeşermiş taze çiçeklerin
mis kokusunu çekerken sen
ağlamaya gitmiştir belki de
mavisinde göğün ay
yıldızlara emanet koca bir demetle
yalnızlığın peşinden
Neden geceden söz eder durur ki bunlar
oysa sen bahtiyarsın bu gece
yıldızla bezenmişti hani gök
oysa ağlayan bulutlarda var
fişlerini çekmeye gittiler gözlerin
görmedim
görmedim deme hiç anlamazsın
Gündüzün nedir ki ağlamak
sokak ortasında zekat mı dağıtsalardı
isim isim yazdırmalı betonlara belki de
benim okulum camim bahçem
Belli ki bunlar ağır adamlar
gözünde karacamlı gözlükleri
gece gezerler yalınayak
ağlamak işte bu olsa gerek
gece karanlığında yalın yürek
Sevmekte böyle değilmiydi canım
bir söz ve gözden uzanan aydınlık
söz dediysek fırtınalarda denizin
göbeğinde ölümü kaşımaktı aşkımız
şimdi mevsimlerden oniki çekirdeğin hikayeleri
sallanıyor mum ışığında
uzaklara bir sandal yolculuğunda
insanlıktan uzaklaşmış olmalıyım
bir ben varım
bir demet yıldız
ve çocukca ağlayan birkaç bulut
belli ki üç beş yaşında
biberonu düşmüş denizlere
Uzaklara yolculuktayım
kimse gelmedi yalnızlığıma
ağlamayı çok özledim
şimdi uzaklarda bir yerde
kimsesizlerin bile görmediği
deniz ötesi bir yolculuktayım
ağlayarak bir bulut gibi
ama bir demet yıldızla
sen bahtiyarsın bu gece
izlediğin yıldızlara sinmiştir gözüm
kokladığın bir avuç düşlerin olmasın
bahardan kalan
ama bir demet yıldızla
ve ay bende saklı...