Selamlar,
Bugün yalnız ve yalnız sizi,
KItalar da boynu bükük dik mağrur,
Yahut umarsızları yazıyorum.
İçiniz de kaç kez oturdum,
Ey sonlarını düşünen yaratıklar.
Yalanlarınızı zevkle dinledim,
Umarsız bir serseri gibi
Kafa salladım sizlere.
Anlamsızlığınızı pekiştirirken,
En iyi dostunuz oldum.
Yarına ilişkin tasalarınız,
Ve manasız kaçışlarınıza ortak oldum.
Elleriyle boşluğu avuçladı.
Anlamsızlığın devi olan bu sefil.
Kararlıydı kendini yaratmaya,
Genede ulaşamıyordu anlama yolların sonun da.
Şimdi sarp ve dikenli bir yolun başın da,
Ne bekliyordu ki,
Bu kadar güçlümüydü?
Kopan bir çığ gibiydi zaman da.
Zamandan hiç bir şey yontamamış,
Hep yontulmuştu,
Yongalarından, nice sobalar tutuşturulmuş,
Nice yuvalar ısıtılmıştı.
Avuçların da nice avuntuyla,
Geçen yıılarına baktı.
Geçip giden güzel insanları düşündü,
Şimdi birer sızıydı onlar yüreğin de.