Yamandık yoksulluğu
Çıktık sokaklara
Koca bir boşken içimiz
Okşandık ekranlarda
Sahte sistemlerin sahtekarlarıydık...
Sonraydı çok sonraydı
Ölümlerden ve dönülemeyen zulümlerden
Dirençsiz diz çökmüştük
Boşaltılmış vücutlarımızla
Kendimize bir senaryo ararken...
Sanat denilen utanç yumağı
Boğazımızı sıkıyordu
Anlamsız kıskanclık buhranlarında
Daha çoğu isterken
Ölüm çalıyordu kapılarımızı...
Duymuyorduk kuş seslerini
Seherde esen dağ yellerini
Savaşlar izliyorduk
Filim izler gibiydik
Ekranın gücüyle büyülenirken...