Korkuyla doluydu bedeni,
Nedense karanlık çökünce;
Korku kuşatıyordu onu.
Çocukluğunun oyunlarını hatırladı,
Köyünün tarlalarını
Babasının klamlarını.
Yıldızlarını hatırladı;
Gözlerini açtı,
Şimdi gökyüzü,
Sekiz metrekare betondu,
Ve yıldızları yoktu.
Ağladı ağladı.
Ölümün soğukluğumuydu,
Bedenindeki soğukluk.Ölümünü düşündü;
Yıldızları düşerken,
Oda bir kuyuya düşüyordu.
Yoksa hayat denilen oyun,
Bu kuyuya kadar mıydı.
Şimdi suskunluk ve yalnızlık,
Şimdi ayrılık,
Şimdi ölüm zamanı.
Ölüm çalıyor kapıları,
Ve beklenen bir misafir gibi,
Karşılıyor ölümü.
Omurgasız bir sistemin hücrelerinden,
Kendi hücrelerini eriterek,
Ölümü hücreye gömerek çıkıyor.
Şimdi yıldızlarının altında;
Onuruyla yatıyor.