Bir halay ki;
Kol kola,
Asırlardır dönüyor insanlar.
Ve sen narin,
Ürkek bir ceylan gibi;
Birden bire,
Yanımda bitiyorsun.
Gülüşüme sığmayıp;
Yüreğimden taşıyorsun.
Kollarından tutup;
Koşmak,
Uçsuz bucaksız bozkırlarda.
Karışıp bir ırmağın suyuna;
Ulaşmak denizlerin,
En güzeline.
Zamanı bırakıp denizin kıyısına;
Yol almak zamansızlığın,
Kızıl ufkunda.
Ötelerde bir masal ülkesinde;
Kendi ellerimizle kurmak,
Yeni dünyamızı.
Ellerimiz inadına çalışkan;
İnadına sevdalı,
Ve sevgi tuğlalarıyla;
Örmek evimizin duvarlarını.
Sonra bir eskiciye satmak;
Eskiyen tüm yanlarımızı.
Sevgimizi bulaştırıp;
Tüm dünyaya,
Yol almak gül kurusu;
Bulutların dünyasına.
Sonra bir kemanın;
O eşsiz tınısında bulmak,
Sevdamızı;
Yahut feribota konan martıların,
Bitmeyen çığlıklarında.
Ağlardan çıkan hamsinin;
Pırıldayan pullarında.
Kızıl ufuklarda;
Eriyen zamanda.
Bulmak seni sevgilim.
Ve taşmadan yüreğimizin ırmakları;
En büyük ayak izlerini bırakmak;
Toprağın bağrına.
Yüreğinin kızıl deltasında;
Sevgi tohumlarını büyütmek;
İşte sevmek.