Boya sandığıma
Kurşun doldu
Boğazımdan geçen
Degil ekmek kurşun.
Bir parktaydım
Adım Abdullah
Diyarbakır içinde
Yüzümde bir gülüş kaldı
Boğazımda kurşun
Ve çocuk kaldı yaşım.
Belki salıncağa
Bir daha binerdim
Paslı gıcırtısında yaşamın.
Belki okurdum
Adam olurdum.
Ama geçemedim
Üçüncü sınıfa.
Ben taş atmamıştım
Panzerlerinize.
Ben kırmadım camını
Karakolun.
Daha geçen gün
Okulun bahçesinde
Ezbere okudum andımızı
Duygularınızı somürüyorum
Haklısınız amcalar.
Ama bende Türktüm
Bende doğruydum
Öğrenmiştim Türkçeyi.
Hayat bilgisi dersinde
Fasülye yetistirmiştim
Pamukların arasından.
Onun gibi yeşermek
Yaşamak istemiştim.
Sadece biraz daha
Sallanmak istemiştim
Salıncağında hayatın.
Beni niye vurdular?
Öğretmenim.
Boya sandığımda
Boyalarım kaldı.
İsteseydiniz
Boyardım yine postallarınızı
Parasız.
Ama haklısınız amcalar
Babam beni bırakmasaydı
O parka.
Böyle olmazdı
O kurşun boğazımı
Bulmazdı.
Ama açlıktan
Yokluktan mı ölürdüm?
Öğretmenim.