Eskihisar Kalesinin kenarında
Sessizce oturmuş
Güneşden saklanıyor
Gölgede sıyrılmış düşlerden
Hesaplıyor gelecek günlerin
Neler götüreceğini.
Umutları ışıyor gene
Çekirdek kabuklarını
Telaşla toparlıyor karıncalar
Amaç gelecek.
Gemiler sessiz yüklü ağır
Demirlemişler yalnızlığa.
Tek kıpırtı yok güvertelerinde
Ve gölgelerinde
Balık tutuyor kayıkçılar.
İşte bu kıyıda
Serin bir günde
Demir atmak yalnızlığa
Uzak herşeye
Yalın sade ve devingen deniz
Ilık ılık esen rüzgarda
Hoş bir koku.
Karıncaların telaşında
Bir sevinç ve yüzünde
İnadına bir tebessüm...
Şimdi burada sonsuz olmak
Göğün sonundan
Bu güzel vahaya düşen
Damla olmak.
İşte bu hisarın kenarında
Bu kıyının
Eşsiz manzarasına karşı kalmak
Zamanın sarkacında
İnatla giden gelen dalgalara karşı
Uzak olmazlardan kendince yaşamak.
Eskihisar yorgun mavide
Eşsiz bir tını
İnsanların kargaşasından uzak
Gözlerindeki kibirden riyadan
Yabanlıktan uzak kendince oturmuş.
O hayatını ne mesajlara bağladı
Nede uzaklardan yankılanan
Anlamsız titrek sözcüklere.
O kendine sığınacak
Taşa toprağa
Sonsuz mavide buluta sığınacak
Ama sığınmayacak insana....
Kıyıda klarnet çalıyor
Ve keyiflerine içiyor birileri
Solukları hızlı
Gözlerinde gömülü arzu.
Sessizliği tırmalayan
Gürültülü eğlencelerinde
Derin bir hüzün
Uzaklara yamanmış umutlar saklı.
Karıncalar yavaşladı
Gün düştü yüzüne denizin
Eskihisar;
Kıyıları kıpkızıl
Günün son ışıkları
Rengarenk boyuyor denizi
Siyah fularını
Ağır ağır örtüyor üstüne deniz.
Gözleri ağır ağır kapanıyor güne
Hoşgeldin gece
Aşkım akşam hoşgeldin.
Varoldum senin çelişkili gecenden
Günü bekledim
Işığın gözlerime üşüşmesini bekledim.
Yeniden doğdum senin kıyında
Eskihisar
Senin akşamlarından
Gecelerinden hayata doydum.
Kıyıların dalgaların
İstavritlerle taşınan lezzetin
Ne güzel
Eskihisar.