Aşk nedir ki?
Senin için dökülen göz yaşlarım kadar hafif,
her gün doğan güneş kadar sıcak mi?
Bir papatyanın tüm zarifliği ve nazıyla,
kar beyazı yapraklarını açması miydi?
Yoksa parkta aşk nareleri atan serçeler kadar heyecanlı,
sevgiliye tutunan el kadar titrek miydi?
Her gün geçiyorum o caddeden alabildiğine,
çocuksu bir özlemle.
Her sabah yolunu gözlüyorum,
soğuk kaldırımlarda şarkılar söyleyip ısınıyorum.
Seni hayal ediyorum her gece,
yatmadan önce rüyalarıma gelmen dileğiyle.
Aşk nedir ki?
Annesini kaybetmiş ağlayan bir kedi kadar korkak,
yeni açan bir fidan kadar masum muydu?
Bir balığın hafızası kadar 3 saniyelik bir an,
yoksa bir ömür kadar uzun ve zorlu muydu?
Yıldızlar kadar uzak ve ulaşılması güç
sevgiliye bakan bir göz kadar mutlu muydu?