Yenidünya düşünce yazarlarını düşünürken
Keskin bakışlı bir delikanlı ile göz göze geliverdi
Oval yüzlü gök gözlü delikanlı
Kem sözleriyle ünlüymüş meğer
Korkak bakışlarıyla delikanlıyı süzerken
Bilge olmayı düşünürken Benim gördüğün 'can” 'Saygı Vatan” dır
Yolcu yolunda gerek dedi düştü yola
Mevsim kış
Ak saçları üstünde kara bulutlar
Soğuk iliklerine işlerken
Telaşlıdır göz gözü görmeyen sokaklarda
Ölüm geldi aklına
Toprağın derinliğinde yatarken yatak ve yorganını düşündü
İhtiyar gözleriyle delikanlıyı süzdü
Mezarda toprak kokusuyla arkadaş olurken
Tahtakuruları geliverdi aklına
Ankara'da bahar çiçekleri açarken
Ölüm senin neyine
Kör topal yaşamak varken
Lastik ayakkabıdan yoksun
ceketsiz
İkiye bölünmüş ülkenin cılız insanlarını görünce
Açlığını unutmuş olmanın sevinciyle
Kalbine yağan yağmurlara sevinen ihtiyar
Otobüste gördüğü gülay kadar güzel kadını hatırlamıyor
Lambalar sönünce aklı başına gelse de
Titreyen elleriyle tuttuğu gazeteyi bırakınca uykuya dalar
Söylenecek çok şey varken uyuyor
Uyumak boyun eğmek değilse de bir çeşit teslim olmaktır
Ben uyudukça gökteki melekler inadına uyumuyor
Ben kalbimi kırana isyan ederken Tanrı'yı unutuyorum
Ama can gözlerim ondan daha çok düşünüyor beni
Güz gelince dökülen sarı yapraklar ölümü hatırlatıyor bana
Bir şal konulacak tabutun soğuk yüzü buzdağına dönüyorsa
Kuru gözlerden akan yaş saçaklardan sarkan buzu hatırlatıyor bana
Bir baş soğan bir dilim ekmek
Ve ihtiyar adamın gök gözlerinde büyüyen çocuk
Ve üçüncü dünya savaşından önce soğuk savaş
Kıyametin habercisi olursa
Diren ihtiyar gözlü adam diren sonuna vardık
Ey Emin kızı Keziban
Evlendin çocuklarınla büyüdün
Torunlarınla yaşadın
Sonunda bu kadar derken gözlerindeki ışığı görünce
Torun sevgisini yaşadım
Ve bende bir gün bu kadar diyeceğim
Çalışır bana bakar gibi sözler çıkmayacak
Ey Emin kızı Keziban
Gök mavisi gözlerin rengi değişirken
Ebediyete giden yolda olacağım
Kıyametin habercisi gelirse
Birkaç kalem borç için hayıflanma derken
Kendimi değersiz hissediyorum
Dolandırıcılar çiftetelli oynarken
Tanrı kime savaş ilan etti diye soracağım kendime
Sığırcıklar düğün bayram ederken
Kendine derinden saygı duyanları kucaklamak istiyorum
Çünkü sen özenerek yaratıldın ruhuna ruhundan üflenen bir insansın
Özel bir insan
Eceabat'ta martılar inip kalkıyor
Hırsız bakan gözlerin üstünde
O gözlere imrenenleri gördükçe
İnsanların ipliği pazara çıktı demekten kendimi alamıyorum
Araba vapuru iskeleden ayrılınca
Sen geliyorsun aklıma Durmuş oğlu Hasan
Ve efelerin efesi Dalıpoğlu
Ve altın gözlü kelebeklerin dansı
Ve Emin kızı Keziban sen bir çiçeksin
Dalında güzeldin dalında güzeldin
Şimdi seni kırıp dalından koparınca ne koku kaldı ne güzellik
Ama hırsız gözlerde büyüyen aşk deniz olurken
Kadına saygısızlık tecavüz taciz ve istismar
Soylu kadını çileden çıkardı da erdemli kadının ölüsü
Sokakta kalırken soğuk bir rüzgar esti Boğazdan
Esti de insan evrendir dedik ancak evrende insandadır derken
Tek gözle bakınca çok gördün ama sen bütün baktın tek gördün
Görüşü engelleyenin ne olduğunu sorarsan zihin dedik
Ama zihnin ötesine geçemedik
Eğer geçebilirse sevgiyle bakan gözler 'can” ı görür
Benim gördüğün 'can” 'Saygı Vatan” dır
Torunumdur
Güzelaydır
O benim iç güzelliğimdir, dış güzelliğimdir
Güzel gönlümdedir Kapıdağı