kurşun bir kalemden
gümüş bir levhaya
cam heceler dökülürken kristal parlaklığıyla
billur bir ses duyulur geceden
bir ses ki
vakit geldi diyor
haydi durma
ya şimdi
ya bir daha belki asla
ve hiç tereddütsüz
birinin beni düşlediğini düşleyerek
uzanıyorum gecenin koynuna
sensiz bir sabaha uyanmamak üzere
ne olur bu kez beni yalnız koyma