Yaşamak aşk gibi
bir giz perdesini aralamak mı söyle eylül,
kimler kaldı yüreğimizdeki sevginin ateşinde
bir sabah ölü mevsimlere doğan güneşin bakışında
bulmadık mı kendimizi rüzgarda sürüklenen
bulut kümelerinin ağıt yakılarında
ıslanmadık mı birçok kez,
söyle eylül dökülen yapraklar
bir ağacın sevdası değil miydi bir zamanlar
yüreğimizdeki gül bahçeleri
tarumar oldu geçen zamanda
o sarının parlak ışıltısı mı
bizi bizden alan yeniden doğuşun
ilk ışıltıları gibi alnımızdan öpen
eylül'ün hüzün bahçesinde
bir sır mı var çözemediğim
yalnızlığın en süslü haline mi koşuyoruz
yoksa tüm duygulardan arınıp
güneşin altın sofrasında mı buluşuyoruz?