Savrulun dostlarım, nasıl gerçekliğin resmini çiziyorsa sonbahar
öyle, içten olsun savrulmalar.
İçreye savrulmadan yaşanır mı içten içe hiç?
Mevsim ki düşünce iklimlerinde kendine özgü bir iz.
Gerçekliğin resmini sorgularız ancak gerçeksizdir tüm gerekçelerimiz
Ve bazen geçersiz kalır düşünce bir his dökülür belirtisiz.
Bakarsın avuçlarından yansır.
Kendine dokunuşundur o.
Uzaklarda ve dokunsan yakınlık beliren tüm yaşamdır.
Zaman savrulur ancak gerçekçi değildir bakışımız kadar.
Öz bir duyuşa nasıl sığar ki zaman?
Daralır zamanın göreceliği.
Aralanır bilinmez görsellik.
O duyuş ki kendine gerçekleşen sessizlik.
Nefesin kadar derince duyulan.
Nefesinin sesidir ve nef'sine daima varolan.
Nefsini bilmek, duyabilmektir kendini.
Savrulun dostlarım, nasıl rüzgara karışıyorsa ses ve nefes
öyle gerçekçi olsun savrulmalar.