Sahne hiçlik bilincidir. Tıpkı dünyanın kendisi gibi ancak hiçlik yanlızca varlığın özüyle bütünlenendir. Varlığın kimi yok oluşu hiçlikte ve daha fazlası varoluşu varlığın arınması hiçkimse olarak doğmasıdır.
Hiçliğin varlıkla buluşmasıdır sahne. O birlikte duyduğumuz birlikten bütünlenen bir yaşam. Bir sahne bir kalıba girer ama bir insan asla!
Çünkü tiyatroyu kalıplaştıran insan yine ancak onun içinden özgürleşendir.