MONOLOG
Sonra, göğermiş sanırdım erguvan ağacı,
köklerini salınca esirgeyen alnına.
Ölümüm mesela; tutuşan denizlerim kadar sıcak, okyanuslarım kadar uzak olsun isterdim.
Böyle buyurdum alacakaranlığında ömrümün,
kalan hevesim ve cesaretimle.
Para'nın sultasında onca kirli çağ geçti.
An geldi, ahlaksız intiharların koynunda,
toprağın sabrı, ansızın doldu tetik boşluğuna:
Dan!
Yenildim de kekemeleşiyorum yine;
biraz meczup, biraz susku.
Kor tufanlarla tarazlanan ne varsa hayatlarda!
Dan! Dan!
Çek bıçağı,
batır her yanı sinir uçlarıyla bezeli insan etine.
Batır… Kes…
Kan aksın… Acısın!
Dan! Dan! Dan?