bir tas çorba
bir dilim ekmek
bir kuru soğan
tarlada günebakan
harada damızlayan
yatakta nazlayan
devamlı kazıklayan
bulvarda hava atan
caddede caka satan
omuzuna ceket asan
tespih sallayan
sokağa tüküren
asfaltı temizleyen
umursamazca gülen
ne yaptığını bilen
gerekirse duvar delen
gerekirse tuğla ören
velhasıl ömrümü çürüten
saçma dizeler dizdiren
hayattan bezdiren
evvel zaman içinde
türlü türlü biçimde
bu hale düştümse kaldır
ben yapamazsam sen saldır
tuvalet kağıdı misali
münasip yerlerinde kullandır
hayat dediğin şey buysa
bırak uzak tut benden
git de başkalarını kandır