Henüz çocuk denecek yaşta gurbet ellere giderdik
Elimizde bavul sırtımızda yorgan bir oda bulur yerleşirdik
İşçi kahvesine gidip gelen ustalara ne iş olsa yaparız derdik
Para biriktirelim diye bir çorbayla bir sepet ekmek yerdik
Yaz gelince köye döner çayır ve ekinleri tırpanla biçerdik
Biçtiğimiz ekinleri kağnı arabasıyla getirir harmana dökerdik
Buğdayları saman oluncaya kadar öküzlerle döven sürerdik
Harmanları kaldırdıktan bir süre sonra tekrar gurbete giderdik
Gurbete ilk gidenler inşaata çalışır kimi duvarcı olurdu kimi sıvacı
Eskiden mikserler yoktu elde kürekle karıştırırdık betonu harcı
Tanıdık birinden para alır köye yolardık sonra kapatırırdık borcu
Evdekiler parayı alır ihtiyaçlarını karşılar bizlere olurlardı duacı
Tekincan der yıkılası gurbet ellerde neler çektik daha neler
Sekiz on kişi bir odada kalır sıkışıklıktan uyku tutmazdı gözler
Sabahları yataktan yorgun uyanırken rutubetten şişerdi yüzler
Hasret ve özlem içinde bitmiyordu çektiğimiz ızdırap ve çileler
15 03 2015