eylül hüzünle yaprak döküyor içimde
ıslak ve kekremsi bir şiire susuyorum
bir simyanın parmakları
dokunup duruyor gövdeme
katmerli kalın bir özlem çiçekleniyor
dilleniyor usul usul yıkıcı bir hırs
yansımalarla çatlıyor zihnim
tohum toprağa hasret ben sana
eylül hüzünle özlem büyütüyor
ıslak ve kekremsi bir şiire susuyorum
avuçlarımda kaçınılmaz göç
sağanaklarını boşaltarak ilerliyor
arzın çekirdeği kadar yakıcı bu öfke
ikimizin arasında gidip gelen
yıldızların uzaklığında kalsa da yüzün
tenimdeki ter damlası gibisin bana