direniş şarkısı değil
yüreği yanmış...
tespih tanesi gibi parçalanmış...
bir çocuğun çığlığıydı havada yankılanan
misketim diye avuçladığı bomba patladığı an
.
siz hiç öldünüz mü?
bin bir parçaya bölündünüz mü?
pimi çekilmiş arsız bir bomba
kökünden koparır nice fırtınalara direnen çöl çiçeklerini...
baharlara bir merhaba bile diyemeden
...
bir düğün şarkısını susturur şarapnel
vurulur çeyiz sandığında...
züleyha sabrıyla ışığı bekleyen hayal kuşları
duvak takıp gelinlik dahi giyemeden
.
siz hiç öldünüz mü?
kefensiz gömüldünüz mü?
&siz hiç öldünüz mü?
ölümü gülle örttünüz mü?&
bomba çukurlarına ağaç dikmeye çalışan serçe de vurulmuş
konacak merhametli bir dal arar
oysa şeytanın askeri kudurmuş
sıktığı her mermide...içimde bir defne dalını kırar
...
çiçek açmaz ateş altında gül...
bir yandan yarın ölecekleri düşünür
diğer yandan...
gamzesinden vurulmuş'nur yüzlü ölü bir bebeğin yaralarını sarar
.
siz hiç öldünüz mü?
gamzenizden öldürüldünüz mü?
&siz hiç öldünüz mü?
bebek kokulu ölümler gördünüz mü?&
sönmemiş sigara misali...
için için yanan kayıp bir kentte...
saba makamında bir şarkı değildir hayat
...
tuvali kızıldır... ölüm pusuda
ve her köşe başında bir cellât
bubi tuzaklı bombalar patladıkça
içimde açılan dipsiz çukura...
masum cesetleri düşer pat pat
.
üşütür ölüm yüreğimi
.
siz hiç öldünüz mü?
lâpa lâpa ölüm gördünüz mü?
tahsin özmen,bez bebekler de üşür,çatım ajans&baskı
yay,ank,2006