-hiç...bu derece gri olmamıştım -
cıvıl cıvıl yelkovan kuşları
sanki aşk kaçmış gözlerine
pencere pervazındaki sardunyanın buğulu gülücüğüne
biri konar biri kalkar
...
oysa ben...! balıksız denizler gibiyim
ne salkım salkım yemişim oldu
ne de tek bir serçe kondu dalıma bugüne kadar
...
en kuru yanıyım...en izbe sokaklara düşen yaprağın
...
ölsem...! mezar ur sanır gömünce...
mavisini soyunur gökyüzü beni görünce
..
hep kendime yumruklarım...yüreğim içe kanar
ancak toprak alır beni koynuna...bir tek ecel kucaklar
...
açma vakti gelince gül tohumu nasıl çoşar...bilmem...!
hangi düşü kurar bir dağ çiçeği...
nasıldır gelinciğin elleri...nasıl okşar...bilmem...!
...
hayat okyanusunda...kağıttan bir sandal yüreğim
umuda attığım her olta...boş çeker
...
kulağımda...
haraç mezat yaşamın uğultusu...
ben bir hiçliğim
yusufcuğunki bir lokmalık ömür...
ben ise bir damlacık boşluğum
ne hayatı yağmalayabilirim
ne de kafa yerine...kalça çalıştırabilirim
ne düğmelerim ağaya iliklenir
ne de beynim paraya kilitlenir
....
alın terimle büyüttüğüm her düşüm
ulaşamadan gençliğine....tomurcuk çağında ölür
...
yine de;
gamlı gönül bir ummandır
içi yanmış kızıl tenli güneşe su....kiraz tanesine kırmızı olur
..
.
bilirim...!
-hiç bir bahar sütten kesilmez
...
meme ucundan canlar...
kamelyalı şapkasından
yeşil yeşil aşk suyu damlar...belki bir gün o da beni bulur
...
gökyüzü ve yeryüzü
gözlerini birbirinden ayıramayan kavuşamamış iki sevgili
-aklımda...!
eriyen kara...güneşin zulmeti...
yere çakılı bin yıllık çınarın...' bir adımlık' hasreti -aklımda...!
...
-en büyük ibadetim 'şükür'-
...
ben bir kara taşım
elbet...beni de saran bir yosun büyür...
1995
*tahsin özmen, bez bebekler de üşür, çatım&baskı yay,ank, 2006