Kağıttan fırfırla bir düğün pastası suratı.
Nasıl da olağanüstüdür adam şimdi.
Bir azize sahip olmak gibi bir şeydir.
Kanatlı başlıklarında güzel değil artık hemşireler;
Kahverengileşirler, dokunulmuş gardenyalar misali.
Duvardan uzaklaştırılmıştır tekerlekli yatak.
Budur tamamlanmış olmak. Dehşetli bir şeydir.
Pudralı burnunun öyle beyazca öyle hırpalanmadan
Yükseldiği yapışkan çarşafın altında
Pijama mı giyiyor yoksa akşamlık bir takım elbise mi?
Bir kitapla desteklediler çenesini pekişene dek
Ve titreyen ellerini kavuşturdular: elveda, elveda.
Şimdi uçuşur yıkanmış çarşaflar güneşte,
Şirinleşir yastık kılıfları.
Bir inayettir bu, bir inayet:
Sabun renkli meşeden uzun tabut,
Mükemmel bir ılımlılıkla kendini gümüşe kazdıran
O ham tarih ve meraklı taşıyıcılar.