Bu siyah çizmenin kimseye yok merhameti.
Niye olsun ki, ölü bir ayağın cenaze arabasıdır bu,
Uzun, ölü, parmaksız ayağı bir papazın
Ki iskandiller kitabının kuyusunu,
Manzara misali çıkıntı yapar önünde kıvrık yazı.
Müstehcen bikiniler saklanır kumullarda,
Işığı gıdıklar, memeler ve kalçalar
Bir şekercinin küçük kristallerden şekeri,
Yuttuğu bir şeyden ötürü hasta –
Yeşil bir havuz açarken gözünü,
Kollar bacaklar, tasvirler, feryatlar. Beton ambarların ardında
İki aşık ayırır birbirinden kendilerini.
Ey beyaz deniz çanağı,
Hangi iç çekmeler bu fincanlarda, hangi tuz gırtlakta…
Ve seyirci, titreyerek,
Gerilmiş uzun bir cisim gibi
Durgun bir büyük tehlike arasında,
Ve yabani bir ot, cinsel organlar gibi kıllı.